🪔 Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar Ingilizce Sunum

Isıtransferi1 B.T. - Bina Isı Transferi Temelleri - Test 1 - Bina Termal Analizi - YUTAK HANGİ SİSTEMDE VARDIR - Fiilimsiler Neslitükenmekte olan hayvanları yetiştirme programı. A breeding programme for endangered species. Nesli tükenmekte olan hayvanları yalnızca fikrini açıklamak için kurul toplantılarında kullanıyorsun. You're using endangered animals just to make points at board meetings. Nesli tükenmekte olan hayvanları toplayan bir NesliTükenmekte Olan Hayvanlar Poz Verdi. Hep duyarız "nesli tükenmekte olan hayvanlar" diye başlayan cümleler; ama saymaya kalksak bir elin beş parmağını tutturamayız. Oysa İngiliz Fotoğrafçı Tim Flach, 2 yıl boyunca bu hayvanların fotoğraflarını çekti. Amacı ise bu konuda farkındalık yaratmak. Nesli tükenmekte olan hayvanlar, insan faaliyetlerinin acil sonucudur. Daha sonra göreceğimiz ana nedenlerden bazıları, ancak habitatların yok edilmesiyle ilgilidir. Hayvanların yaşadığı ve geliştiği yeri yok etmek, sadece faaliyetleri nedeniyle değil, besin zincirinin de değişmesi nedeniyle hayatta kalamayacakları anlamına gelir. NesliTükenmekte Olan ve Tükenen Hayvanlar / Become extinct and almost extinct animals-- Created using PowToon -- Free sign up at http://www.powtoon.com/yout neslitükenmekte olan hayvanlar Sayfalar. Ana Sayfa; Anadolu leoparı; kelaynak kuşu; AKDENİZ FOKU soyu tükenmiş türler. mö. 3 milyon yıl ile mö. 100 yılları arasında tarihlendirilen asya filine ait kemik kalıntılarına türkiye’de rastlanmış, neslinin 19. yüzyılda tükendiği düşünülmekte. avrupa bizonu da denilen bu canlı türüne önceden tüm avrupa ve anadolu’da rastlanırken artık sadece rusya, ukrayna, belarus NobelNesli Tükenmekte Olan Hayvanlar - Peter Rees Nobel Çocuk Yayınları 14,40 TL 9 taksit, ücretsiz kargo ve kapıda ödeme ile sitemizden satın alabilirsiniz. Etiket: Nesli Tükenmekte Olan Bir Hayvanla İle İlgili İngilizce Yazı Nesli Tükenmekte Olan Bir Hayvanın İngilizce Tanıtımı Aralık 5, 2019 - Leave a Comment AebnD6E. Genel anlamda sadece insanoğlundan kaynaklanan sebeplerden dolayı türünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan ve ülkemizde, az sayıda da olsa varlığını devam ettirmeye çalışan canlı türlerinin yok olup olmaması bize bağlı. 1. Deniz Kaplumbağaları Yaklaşık 115 milyon yıldır yerküre üzerinde yaşadığı bilinen deniz kaplumbağaları, yakın akrabalarından birçok canlı türünün yok olmasına karşılık, uzun bir zaman periyodu boyunca doğal şartlara üstün bir ekolojik tolerans göstererek, nesillerinin devamını başarı ile sürdürebilen ender canlılardan biridir. Deniz kaplumbağaları göçmen türden olması nedeniyle, hayatlarının önemli bir bölümünü okyanus ve açık denizlerde geçirirler, ancak yuvalamak amacıyla kumsal alanlara ihtiyaç duyarlar. Bütün dünyada doğa koruma açısından bir sembol durumunda olan Deniz Kaplumbağaları, son 40-50 yıllık zaman zarfında çevre kirliliği, yuvalama kumsallarının turizm ve ikinci konut gayesiyle kullanımı, balıkçılık faaliyetleri ile kumsallardan kum alımı gibi faaliyetler sonucu, önemli ölçüde tehlike altına girmiş durumdadırlar. Akdeniz sahilleri, deniz kaplumbağalarının en önemli yumurtlama alanlarından biridir... Günümüzde, yer küre üzerinde 8 tür deniz kaplumbağası yaşamaktadır. Bu türler içinde 5 tür Akdeniz’de bulunmaktadır. Akdeniz’de bulunan türler içinde iki tür Caretta Caretta, İribaş Kaplumbağa-Loggerhead turtle ve Chelonia Mydas Yeşil Kaplumbağa-Green Turtle Ülkemiz Akdeniz sahillerini önemli ölçüde yuvalama alanı olarak kullanmaktadırlar. IUCN Dünya Koruma Birliği kriterlerine göre Caretta Caretta “Vulnerable” Zarar Görebilir, Chelonia Mydas ise “Endangered” Nesli Tehlikede statüsündedir. Nesli tehlikede olan Deniz Kaplumbağaları; taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler Afrika sözleşmesi, Cites sözleşmesi, Bonn sözleşmesi, Bern sözleşmesi, Barselona sözleşmesi ve Ulusal mevzuatımızla da 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu, 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu koruma altına alınmıştır. Ulusal düzeyde yapılan bilimsel çalışmalar ile Akdeniz kıyılarındaki 21 kumsal önemli yuvalama alanı olarak tespit edilmiştir. Bu alanlar; Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye-Çalış kumsalı, Patara, Kale, Kumluca, Olimpos- Çıralı Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu Deltası, Alata, Davultepe Kazanlı, Akyatan, Yumurtalık ve Samandağ kumsallarıdır. Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Belek, Göksu Deltası kumsalları, Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Statüsüne alınmıştır. Yumurtalık Kumsalı Tabiatı Koruma Alanı, Akyatan Yaban Hayatı Koruma Sahası statüsüne alınmış, diğer kumsallardan Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Alata, Kazanlı, Tekirova ve Kale I. Derece Doğal Sit, Kumluca, Samandağ ve Kızılot kumsalları, Deniz Kaplumbağaları Koruma Alanı olarak koruma altına alınmıştır. 2. Akdeniz Foku Akdeniz Foku bütün dünyada nesli tehlike altında bulunan türler içinde ilk sıralarda yer almaktadır. IUCN Dünya Koruma Birliği tarafından nesli en fazla tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan 12 canlı türünden biri olarak kabul edilen Akdeniz Foklarının dünyadaki sayılarının 600 civarında olduğu, Türkiye sularında ise 100 civarında bireyin yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu sebeple, bu dünya mirasını korumak hepimizin görevidir. Akdeniz Fokunu yaşatmak için yapılacak çalışmalar aynı zamanda; balıkçılık, turizm, kıyılarımız ve denizlerimizi bir bütün olarak koruyacaktır. Temiz bir çevrenin göstergesi olan Akdeniz Foku; üzerinde yapılaşma olmayan, insanların kolay ulaşamadığı veya insan etkilerinden uzak kalmış mağara ve kovuklara sahip, sessiz ve ıssız kayalık sahilleri tercih eder. Bu sebeple Türkiye, Akdeniz Fokları için eşsiz bir coğrafyaya sahiptir. Ülkemizde özellikle; Ege’de Foça ve Karaburun Yarımadası, Bodrum Yarımadası, Doğu Akdeniz’de de Anamur-Taşucu arasında yaşamaktadır. Birçok Akdeniz ülkesinde yok olan bu türün, ülkemiz sularında hala bulunması da eşsiz coğrafyanın onlara sunduğu ortam sebebiyledir. Akdeniz Foku ile ilgili Ülkemizin taraf olduğu sözleşmeler; BARSELONA Akdeniz’in Kirlenmesine Karşı Korunması Sözleşmesi ve eki Protokolleri BERN Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi CITES Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme Ülke bazında ise; 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ile de ulusal düzeyde Akdeniz Foku Koruma altına alınmıştır. 3. Mersin Balığı Mersin balıkları; Avrupa, Asya ve Amerika kıtasının Kuzey Yarımküre’de bulunan deniz ve tatlı sularda, iki familya ve 27 türle temsil edilen ve biyolojik açıdan modern kemikli balıklardan farklı özelliklere sahip ilkel balıklardandır. Karadenizde Türkiye sularında 5 Mersin Balığı türü bulunmaktadır. Çok özel bir yaşama tarzına genellikle 10- 15 yaş gibi ileri yaşlarda cinsi olgunluğa ulaşmaları, 2-4 yıllık aralarla yumurtlamaları ve 100 yıla kadar yaşamaları vs. sahip olan Mersin balıklarının birçok türünün varlığı tehdit altındadır veya stokları çok azalmış durumdadır. Örneğin; Orta Avrupa’da Baltık mersininin Acipenser sturio nesli hemen hemen tükenmiş ve Hazar Denizi’nde de Mersin Balığı popülasyonu hızla azalmaktadır. Yaklaşık 200 milyon yıldır dünya üzerinde mevcut olan mersin balıkları “yaşayan fosiller” olarak adlandırılmaktadır. Etinin kalitesi ve çok değerli havyarı dolayısıyla mersin balıkları, binlerce yıldan beri dünya üzerinde ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır. Tarih boyunca büyük önem taşımış olan mersin balıklarının, günümüzde ise nesillerinin devamı büyük tehdit altındadır. Bunun sebeplerini şöyle özetleyebiliriz İleri yaşlarda cinsi olgunluğa ulaşan mersin balıklarının bir kez bile yumurtlayamadan, erken ve aşırı avlanması, Havyar elde etmek için yumurtlama zamanından önce avlanmaları, Nehirlerden kum ve çakıl alınması sebebiyle yumurtlama yerlerinin, yumurtaların ve larvaların tahrip edilmesi, Endüstri ve tarımsal faaliyetler sebebiyle doğal suların kirlenmesi, Nehirlere inşa edilen barajlar sebebiyle, anaç balıkların yumurtlama bölgelerine çıkışlarının önlenmesi . Bütün dünyada özellikle mersin balıklarının doğal olarak bulunduğu ülkelerde, nesillerinin tükenme aşamasında olduğunun yıllar önce farkına varılmış olup bunu önlemek için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. 4. Dev Kertenkele Dar alanda bulunmaları ve habitatlarının bozulması nedeniyle Dev Kertenkelelerin nesilleri tehlike altına girmiştir. Ülkemizde bulunan en büyük ve nadir kertenkele türü olan Dev Kertenkele, Uluslararası bazda CITES Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticareti İlişkin Sözleşme Sözleşmesi kapsamında, ulusal bazda ise Kara Avcılığı Kanunu ile sıkı koruma altına alınmıştır. Dev kertenkeleler, ülkemizde Suriye ve Irak sınırına yakın sıcak ve kurak bölgelerde özellikle Şanlıurfa Ceylanpınar, Birecik ve Şırnak Silopi civarında yaşamaktadırlar. Karada yaşamalarına karşılık, suya da girebilme özelliğine sahiptirler. Yuva olarak mağaralar, kaya yarıkları gibi yerleri tercih ederler. Ayrıca, yüksekliği 1200 metreye kadar olan bölgelerde de bulunabilirler. En belirgin özellikleri dillerinin uzun, ince ve uçlarının çatallı olması ve normal bir kertenkeleye göre çok iri olmasından dolayı “Dev Kertenkele” adı verilmiş olup çöl varanı da denilmektedir. Daha çok gündüzleri aktiftirler ve genel olarak diğer küçük kertenkeleler, kemiriciler, avlayabildikleri kuşlar ve sürüngen yumurtalarıyla beslenirler. Bazen kendi türünden bireyleri de yerler. Toprağı kazabilmeleri ve ağaçlara tırmanabilmeleri gibi özellikleri de vardır. Dişiler bir defada 10-12 kadar yumurta bırakabilirler. Boyları 100 cm en fazla 130 cm kadardır. 5. Alageyik Alageyik, göçmen olmayan ve sürü oluşturan, kürek boynuzlu ve benekli gececil bir geyik türüdür. En saf alageyikler tüm dünyada sadece Antalya’da bulunur. Yöre halkı tarafından Benekli geyik olarak da adlandırılırlar. Ülkemizde, Antalyadaki Termessos Milli Parkı ve Düzlerçamı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında ve Mersin’de görülebilirler. Çok az miktarda olsalar da Bolu Dağlarında da görülme imkanları vardır. 6. Acem Ceylanı Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türleri koruma altına almak için başlattığı eylem planında yer alan bir diğer tür olan Acem Ceylan’ı, ceylan ve geyik gibi hayvanların en çok korumaya alınması gereken hayvanlar olduğunu gerçeğini gözler önüne serer nitelikte. Ülke insanı olarak ceylan ve geyiklerden uzak durmazsak, ülkemize özel olan bu hayvanlarıda kaybedeceğiz. 7. Çizgili Sırtlan Çizgili sırtlan diğer sırtlanlardan daha zarif bir vücut yapısına sahiptir. 110 cm uzunluğa ve 40–50 kg ağırlığa ulaşan kilosuyla diğer sırtlan türlerinden daha farklıdır. Anadolu’daki popülasyonu tam olarak bilinmese de, yine soyu tükenme tehlikesi geçiren bir başka tür olarak listemizde yer alıyor. 8. Anadolu Dikenli Faresi Türkiye’de yalnızca Silifke ve Çukurova bölgesindeki ormanlarda yaşayan bu tür, genelde guruplar halinde yaşasalarda, Türkiye’de soyları tükenmekte olan hayvanlar listesinde bulunuyorlar. 9. Hint Oklu Kirpisi Kirpi olarak adlandırılsalar da, kirpilerle akrabalıkları yoktur. Boyları 50 – 60 cm olmakla beraber kuyruk uzunlukları 10 – 12 cm arasındadır. Fazla yağış almayan, insanlardan uzak ve akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerleri tercih eden Hint oklu kirpisi de, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlılardan. 10. Telliturna Kuşu Adına türküler ve şarkılar yazılan, turnagiller familyasının bu türü de, Türkiye’de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlılardan. Türkiye’de sadece Bulanık Ovası’nda yaşayabilmektedirler. 11. Mezgeldek Kuşu Açıklık alanlarda ve tarlalarda yaşayan bu kuş türü Trakya’da görülmektedir. Sadece göç zamanı Batı Anadolu’da görülürler. Trakya’da yaşayan arkadaşlardan bu konuda biraz daha hassasiyet bekliyoruz. 12. Bozkır Kartalı Vücutlarının üst kısımları kahverengi olan bu kartal türünün, uçarken görülen tüyleri ve kuyruğu siyahımsıdır. Kaybetmememiz gereken kartal türlerinden biri olarak, listede yer alan bir başka kuş türü. Maalesef listede yer alan tek kartal türü değil. 13. Ak Kuyruklu Kartal Latince isimlendirilmesinden dolayı, Haliaeetus deniz kartalı olarakta bilinir. Avrupa’daki büyük popülasyonu Norveç’te olsa da, ülkemizde olan türlerinin nesli tükenme tehlikesi yaşamakta. 14. Bozkır Tuygunu Dişisi çayır tuygununa benzemekle beraber, kanat altında küçük farklılıkları olan bozkır tuygunuda, yine soyu tükenmekte olan türler arasında. 15. Ulu Doğan Doğangiller familyasından olan ulu doğan, oldukça iri bir doğan türüdür. İnsanoğlunun şahincilik’ merakı yüzünden alıkonulan ulu doğanlar için ABD bir üreme projesi başlattı ama aynı şekilde Türkiye’de de yaşam alanlarının genelinde olduğu gibi türleri tehlike altında. 16. Kelaynak Kuşları Dünya popülasyonu yaklaşık olarak sadece 500 civarında. Vahşi doğal olarak yaşayacakları ülkeler olarak Suriye, Fas ve Türkiye bu konuma uygundur. Ancak Suriye’nin durumu bakımından Türkiye’nin bu konuda daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor. 17. Toros Kurbağası Boyları 6 ile cm arasında değişen toros kurbağası, dünyada ötmeyen tek kurbağa türüdür. Bu türün soyunu koruyabilmesi, göl kenarlarındaki bitki türlerinin iyileşmesine bağlı. 18. Kolan Balığı Atlantik Mersin balığı olarakta bilinen kolan balığı da, şu anda soyu tükenme tehlikesini en ciddi biçimde yaşayan türlerden biri. Kaynak Nesli tükenen hayvanlar hangileridir, nesli tükenmekte olan hayvanlar hangileridir, nesli tükenmekte olan hayvanların isimleri nelerdir, nesli tükenen hayvanların isimleri nelerdir, nesli tükenen hayvanlar ile ilgili bilgi, nesli tükenmekte olan hayvanlar ile ilgili bilgi, ülkemizde nesli tükenen hayvanlar hangileridir? gibi konulara cevap tükenen türler, nesli tamamen yok olmuş canlı türleridir. Bazı türler doğal afetlerle, bazıları ise insanoğlunun dünyada var oluşundan çok önce yok olmuş dinazorlar ve bir sürü hayvanlar bazıları da insanoğlunun aşırı avlanması, nüfus artışı ve şehirleşmeyle doğal yaşam alanları tahrip olduğundan dünya üzerinden tamamen yok olmuştur. Sponsorlu Bağlantılar Dinozorlar Yüzlerce türü vardı. İnsanoğlunun dünyada bulunuşundan çok önce doğal sebeplerle yok oldular. Bataklık veya lavlarla…Mamut Fil benzeri bir Yeni Zelanda’da yaşamış en büyük kuş türü. İnsanlar tarafından yok Kaplanı veya Tazmanya kurdu Thylacinus cynocephalus 1930’lara kadar yaşadı. Tazmanya hükümeti ve çiftçilerin desteğiyle sürdürülen avlarla soyu tüketildi. 1936’dan bu yana türün varlığına dair hiçbir kanıt coğrafi konumuyla çeşitli hayvan ve bitki türlerini içinde barındırmıştır. Günümüzde ismi çoğu kimse tarafından dahi bilinmeyen Aşağıda nesli tümüyle yok olmuş bazı türler yer kaplanı İran, Afganistan, Türkiye, Irak ve Moğolistan bölgelerinde yaşamaktaydı. En son 1970 yılında Rusya’daki türün son üyesinin ölümüyle yok Kobrası Sklansky felaketinden sonra varlığına dair hiçbir kanıt Aslanı En son 1890 yılında Kaplanı Son Kaplan 1970 yılında Sırtlanlar Bir çeşit sırtlan Nesli Tükenen HayvanlarVaşak Felis lynxKayalik ve ormanlik bölgelerde yasarlar. Çok yirtici hayvanlardir; tavsan, geyik, keçi ve kemirgenlerin yanisira herçesit evcil hayvana da çekinmeksizin saldirirlar. Diger kedilerin aksine yiyeceklerinden daha fazla birey öldürürler. Sadece uçanlar ve kaçanlar kurtulurlar Çanakkale, Kastamonu, Artvin, Siirt, Hakkari, Bitlis, Bingöl, Izmir, Mugla, Antalya ve Bolu’da halen görüldüklerine dair kayitlar vardir. Yasayla korunmalarina ragmen çok degerli olan postlari için kaçak olarak avlanirlar. Sayilarinin çok azaldigi tahmin edilmektedir. Ben diyim 500, siz diyin 1000 taneBir alt tür olan ve sadece Dogu Karadeniz bölgesinde -bir zamanlar- bulunan “Benekli Vasak”tan uzunca bir süredir haber alinamamaktadir. Oglum Benekli Vasak. Eger hala yasiyorsan, sakin sesini çikarma! Baska bir alt tür olan “Step Vasagi” ise daha kalender bir hayvandir. Orman ve agaç diye tutturmaz; kaya kovuklarinda ve inlerde de yasayabilir. Diger akrabalarina nazaran daha ufak tefek olduklarindan dolayi tavsanlarla ve kemirgenlerle yetinirler. Izmir, Mugla, Antalya, Adiyaman, Adana, Kahramanmaras ve Malatya’da nadir olarak bulunduklarina dair kayitlar vardir. Daha baska bir alt tür olan “Bataklik Vasagi” ise, adindan da anlasilacagi üzere, sulak bölgelerdeki dikenlikler, çaliliklar ve kamisliklar arasinda yasar. Orta büyüklükte bir köpek iriligindedirler. Su kuslarinin, tavsanlarin, farelerin ve diger kemirgenlerin korkulu rüyasidirlar. Belesçi bir tabiatlari vardir; tilkilerin ve porsuklarin yuvalarina sahiplenirler. Izmir, Mugla ve Antalya’nin bataklik bölgelerinde; buralardaki nehir ve göl kenarlarinda; Göller Bölgesi ve Sultansazligi bölgelerinde numunelik olarak az sayida yasamaktadirlar. Soylari tükenmeye yüz tutmus olup yasayla korunmaktadirlar. “Arap Vasagi” ise ülkemizin Iran ve Irak sinirina yakin bölgelerindeki sulak ve agaçlik alanlarda yakin zamana kadar yasiyordu. Suriye ve Irak’ta hala az sayida da olsa yasiyorlarmis. Allah onlara uzun ömür versin artik… Tüm vasak türleri olaganüstü hareketlidirler. Görme ve koku alma duyulari çok gelismistir. Kisa mesafede iyi kosarlar, çok iyi siçrarlar ve yüzerler. Ayrica çok iyi kafa ve uçan tekme atarlar. Prensip olarak yalniz yasarlar; ancak büyük avlar için sürü kurduklari da nadiren olur. Bununla birlikte insanlara karsi bir terbiyesizlikleri görülmemistir. Bilakis, insanlar Iran ve Hindistan’da vasaklari av için – Pars – Panter Panthera tullianaÇok degil, 100 yil öncesine kadar ülkemizde çok sayida yasiyorlarmis. Trakya, Kuzey Marmara ve Dogu Karadeniz hariç bütün bölgelerimizde yasadiklarina dair kayit ve gözlemler bulunmaktadir. Halen Güney Ege, Bati Akdeniz ve Hakkari’de zaman zaman görülmekte olduklarina dair duyumlar alinmaktadir. Zaman zaman yerel pazarlarda satisa sunulan postlar görülebilmektedir. Avlanmalari yasaktir; ancak is isten geçmis gibi görülmektedir. Ülkemizde son olarak 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazari’nin Ankara Bagözü köyü yakinlarinda bir tane görülmüs ve köylülerce vurularak Kaplanı Panthera tigris virgataHint, Çin, Sumatra ve Sibirya kaplanlarina nazaran daha küçüktürler. Küçük dediysem yanlis anlamayin, yine de vurdu mu devirirler. Geyik, yaban sigiri, yaban keçisi ve bunlardan küçük her canliyi yalayip yutarlar. On metreye kadar siçrayabilir, agaçlara çikabilir ve yüzebilirler. Amuda kalkabilir ve ters takla atabilirler. Estetik yaratiklardir; bence aslandan daha kral bir hayvandirlar. Orman, savan ve kayalik yerlerde bulunurlar. Kökenleri Hazar Gölü çevresi, Iran ve Afganistan’dir. Buralarda hala az da olsa bulunurlar. Ülkemizde ise Siirt ve Hakkari illerinde Sirnak, Uludere ve Çukurca arasindaki üçgen, Irak sinirindaki daglarda ve vadilerde yakin zamanlara kadar bulundugu anlasilmaktadir. Son olarak Subat 1970’de Hakkari’de Uludere Sehit Sen isimli bir köylü tarafindan 122 cm. gövde uzunlugunda bir erkek birey vurulmustur. Bu kaplanin postu 3 yil sonra yörede bitki arastirmalari yapan Istanbul Üniversitesi Eczacilik Fakültesi ögretim üyesi Prof. Dr. Turhan Baytop tarafindan Istanbul’a getirilmistir. Ali Üstay Kolleksiyonu Prof. Baytop bu bulgusunu 1974 yilinda Münih’teki “Saugetierkundliche Mitteilungen” isimli bilimsel dergide yayimlamis ve makalesinde daha önceki yillarda da Uludere ve Sirnak bölgelerinde 8 adet kaplanin vuruldugunu köylülerden duydugunu yazmistir. Bu tarihten sonra hiç görülmemistir. 33 yildir görülmemesi hayra alamet olmasa gerektir. Bununla birlikte bölgenin kirsalinda yasayanlar tarafindan hala görüldügü kimi zamanlar ihbar edilmektedir. Kuzey Iran’in Türkiye sinirina yakin olan bir bölgesinde zoolog Paul Joslin tarafindan 1974 yilinda bulunan 17 cm. genisligindeki ayak izi gözönüne alinirsa bu ihbarlarin dogru olabilecegi Aslanı Panthera leo persica“Iran Aslani”, aslan familyasinin en batiya ulasmis alt türüdür. 13. yüzyil baslarina kadar ülkemizde, özellikle Orta, Dogu ve Güneydogu Anadolu’da çok sayida yasamislardir. Suriye sinirinda 1905 yillarinda görüldügüne dair kayitlar vardir. Bu tarihlerden itibaren hiç görülmedikleri için ülkemizde soylarinin tükenmis olduklari kabul edilmektedir. Sponsorlu Bağlantılar Çita Acinonyx jubatusÜlkemizde özellikle Güneydogu Anadolu geçen yüzyilin sonuna kadar makul sayida bulundugu bilinmektedir. Nitekim, Anadolu ve Ortadogu’da zoolojik arastirmalar yapan Sir Danfors, Birecik’in Urfa güneyinde bir yerel seyhin kendisine canli bir çita hediye ettigini notlarinda belirtmektedir. Sene 1879 Ayrica 15, 16 ve 17. yüzyillara ait, padisahlarin av sahnelerini gösteren minyatürlerin bir çogunda av için yetistirilmis boynu tasmali çitalar görülmektedir. Yari çöl, açik çayirlik ve küçük çaliliklarla donatilmis alanlarda yasayan çitalarin ülkemizde soylarinin tamamen tükendigi Kedisi Felis silvestrisEvlerimizde mincikladigimiz kedilerin ormanlarda yasayan akrabalaridir. Bunlari minciklamak pek mümkün degildir; zira yanlarina kimseyi yaklastirmazlar. Türkiye’nin kuzeyindeki ormanlarda; daha az miktarda da bati ve güneyde yasarlar. Agaç ve kütük kovuklarinda ve kaya yariklarinda barinir; tavsanlari ve kemirgenleri Foku Phoca monachusAkdeniz ve Karadeniz’de yasayan tek fok türüdür ve sayilari çok azalmistir. Akdeniz’de en fazla ragbet ettikleri ülke Türkiye’dir. Kariyi, pardon karayi severler. Dinlenmek ve uyumak için karaya çikarlar, karada aga-nigi yaparlar ve karada dogururlar. Arada sirada da ayip olmasin diye denize girerler. Denizde olduklarinda genellikle sarp ve ulasilmasi zor magara ve kayaliklarin yöresini tercih ederler. Her çesit balik ve ahtapot yerler. Aglara zarar verdikleri ve aglardaki baliklari lüpledikleri için balikçilar tarafindan pek sevilmezler. Uluslararasi koruma altina alinmislardir. Ülkemizde en çok görüldükleri yer Foça’dir. Yanisira Antalya, Mugla ve Içel sahillerinde de görülürler. Karadeniz’de son kayit 1987 yilinda Karadeniz Ereglisi’nden verilmistir. Balikçilar tarafindan sürekli katledildiklerinden dolayi; bunu yanisira yasam alanlarinin turizme açilmasindan ve çevre kirliliginden ötürü soylari tükenme tehlikesi Yaban Eşeği Equus hemionusYukari Mezopotamya kökenli bir hayvandir. Asur, Babil ve Sümer devletleri tarafindan askeri amaçlarla kullanilmislardir. Yine bunlar tarafindan Afrika Esegi Equus africanus ile çiftlestirilerek “evcil esek” elde edilmistir. Ortaya çikan bu güçlü ve dayanikli hayvani tarimda kullanarak zengin bir uygarlik kurabilmislerdir. Bugün genleri evcil eseklerle karismis olmakla birlikte Irak ve Iran sinirina yakin yari sulak bölgelerde dogal popülasyonlarinin yasayabildigi düsünülmektedir. Sponsorlu Bağlantılar Afrika Eşeği Equus africanus 6000 yilindan itibaren Nil Vadisi’nden Arabistan’a ve Anadolu’ya, oradan da Avrupa’ya yayilmistir. Ekonomik degeri yüksek oldugu için insanlar tarafindan hep aranan bir hayvan olmustur. Güçlü ve dayanikli bir hayvan oldugundan dolayi tarimda ve ulastirmada kullanilmislardir. Seker ve protein açisindan çok zengin olan sütü tarih boyunca degerli bir içecek olmustur. Derisi parsömen yapiminda kullanilmistir. Eti günümüzde bile Ortadogu’da bazi topluluklar tarafindan sevilerek yenmektedir. Gözleri sairlere ilham kaynagi olmustur. Soylari tükenme tehlikesiyle karsi karsiyadir. Popülasyon yogunluklarini en yüksek ülke olan Somali’de korunma altina alinmislardir. Güneydogu Anadolu bölgemizde nadir olarak bulunabilecegi tahmin AT Equus przewalskiiKökeni Mogolistan’dir. 4000 yillarinda Mezopotamya ve Çin’de evcillestirilmis ve buradan da Avrupa’ya yayilarak insanogluna büyük yardimlarda bulunmustur. Fazla yagmur aldigi için çok agirlasan ve tarim yapilmasi çok güç olan Avrupa topraklarinda atin ve sabanin birlikte kullanilmasi ile “ürün patlamasi” olmus ve böylece insan nüfusu belli bir miktarin üzerine çikabilmistir. Bugün sayilari serbest dogada çok azalmistir; genleri evcil atlarla karismis oldugundan dolayi zoolojik özellikleri tam olarak belirlenememektedir. Bir alt tür olan ve “Tarpan” ismi verilen “Avrupa Yabanati” Güney Rusya’da yasamis; ancak 1876’dan beri soyu tükenmistir. Yabani atlarin günümüzde sadece hayvanat bahçelerinde örnekleri bulunmaktadir. Arada sirada ülkemizde görüldügü ileri sürülenlerin “Yaban Esegi” olma olasiliklari yüksektir. Bununla birlikte Iç Anadolu’nun güneyi ile Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde az da olsa bulunma olasiliklari kabul edilmektedir. Sponsorlu Bağlantılar KIZIL GEYIK Cervus elaphusGenis yaprakli ve karisik – bataklikli ormanlari sever. Igne yaprakli ormanlarda da yasayabilir. Yaz aylarinda ormanlarin üst sinirlarina hatta yaylalara kadar çikarlar. En çok görüldükleri yerler Istranca ormanlari ile Adapazari, Bolu, Kastamonu ve Sinop’un ormanlik bölgeleridir. Yanisira Ankara Kizilcahaman, Beypazari, Nallihan, Afyon Akdag, Kütahya, Manisa, Denizli, Kahramanmaras Binboga daglari, Artvin, Toros daglari Akseki – Beysehir kesimi, Cudi dagi, Kigi-Hozat-Solhan daglarinda görülürler. Bos vakitlerinde futbol ve televole muhabbeti yaparlar. Genis yayilislarina ragmen sayilari çok azalmis ve birçok bölgede soylari tükenmeye yüz Cervus damaAkdeniz bölgesindeki alt kismi makilerden olusan kizilçam ormanlarinda yasarlar. Yasam alanlari Akdeniz’in Anadolu’daki tüm kiyilari ile Izmir civari ve Gönen’dir. 1950 yilina kadar Kesan-Enez arasinda ve Semdinli’nin Rubanuh bölgesinde de yasadiklari bilinmektedir. 1960 yilindan sonra ülkemizde yok olma asamasina gelmisler; neyse ki alinan önlemler ve bunlarin basarili uygulanmasi sonucunda “yirtmislardir” 1966 yilinda Antalya – Düzlerçami’nda saptanan 7 adet alageyik koruma altina alinmis ve 2000 yilinda sayilari 500’ü asmistir. Halen Düzlerçami Üretme Istasyonu’nun yanisira Akyaka’da da Ula – Mugla bir üretme istasyonu bulunmaktadir. Alageyige çok az da olsa Manavgat, Tasagil, Çatalan Ormani Adana ve Aksu vadisinin üst kisimlarinda da Cervus dama mesopatamicaHakkari ve civarindaki daglik bölgelerde yasayan küçük bir geyik türüdür. Kökeni Luristan Iran bölgesidir. Avlanmalari yasak olmakla birlikte eti ve postu çok makbul oldugu için ciddi tehlike altindadirlar. Dogal popülasyonlari ülkemizde çok azalmis Ovis orientalis anatolicaEndemik tek bir bölgeye özgü bir türdür. Dünyada sadece ülkemizde, Orta Anadolu’da yasamaktadir. 1950 yilina kadar Ankara Nallihan, Eskisehir Sivrihisar, Afyon Emir daglari ile Konya ve Karaman’in daglik bölgelerinde yasiyorlardi. Bugün ise sadece Bozdag / Konya’da hektarlik alanda koruma altinda yasamaktadirlar. Sponsorlu Bağlantılar ÇENGELBOYNUZLU DAG KEÇISI Rupicapra rupicapraDogu Karadeniz ve Dogu Anadolu’nun daglik-sarp bölgelerinde Kaçkar, Munzur, Tendürek ve Süphan daglarinda, Erzurum ve Bingöl arasindaki engebeli bölgede, Tekmen ve Eleskirt bölgelerinde yasarlar. Çok ürkek ve çevik hayvanlardir. Dogal popülasyonlari gittikçe Gazelle subgutturosa1950’lere kadar Güneydogu Anadolu’da çok yaygin olarak yasiyorlardi. Bugün dogal popülasyonlari tükenmistir. Sadece Ceylanpinar Devlet Üretme Çiftligi Urfa sahasinda ve koruma altinda yasamaktadirlar. Cumhuriyetin ilk yillarinda Mekteb-i Mülkiye, yani bugünkü SBF, Istanbul’dan Ankara’ya tasinmis. Okula gelen Urfali ögrencilerden biri yaninda bir de ceylan getirmis. Tüm ögrenciler bu durumu sempatiyle karsilamislar ve ceylani sahiplenmisler. Ceylan, okulun çevresindeki bos araziyi hiç yadirgamamis; buralarda gayet mutlu-mesut yasamis. Sokak köpeklerinden ürktügünde seke seke yurtlarin oldugu binanin -bugünkü Sütunlu Salon- bahçesine kaçiyormus. Bilmeyenler için söylüyorum; sözünü ettigim yer bugünkü Cebeci’dirKUNDUZ20. yüzyilin baslarina kadar Suriye siniri civarinda ve Habur çayi, Yukari Kizilirmak, Karasaz ve Sultansazligi’nda görüldügüne dair kayitlar vardir. 1959 yilinda Körsulu çayinda Kahramanmaras bir tane vuruldugu, 1963 yilinda ise Ceyhan yakinlarinda 3 tane vuruldugu ve 1 tane canli yakalandigi bilinmektedir. Yukarida belirtilen bölgelerde halen çok az sayida yasadigi sanilmaktadir. Çogu kisi tarafindan susamuru ile MAYMUNU Myocastor coypusAnavatani Güney Amerika olmakla birlikte kürkleri için 20. yüzyil baslarinda Avrupa’ya getirilmis ve çiftliklerden kaçan bireyler zamanla çogalarak dogal yasamin bir parçasi olmuslardir. Iri ve hantal hayvanlardir. Boylari 60 cm, agirliklari ise 7-9 kilo kadar olabilir. Bataklik bölgelerde yasarlar. Meriç ve Tuna nehirlerinde az sayida yasadiklarina dair kayit vardir. Sponsorlu Bağlantılar OKLUKIRPI Hsytrix indicaAkdeniz, Ege ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde yasarlar. Popülasyon yogunluklari çok düstügü için yok olma sürecine girmislerdir. Avlanmalari yasaktir. Dogal düsmanlari azdir; buna karsilik çingeneler tarafindan kocakari ilaci yapiminda kullanildiklarindan ve etleri de yine bunlar tarafindan yendiklerinden dolayi büyük kayiplar BALIGIÜlkemiz denizlerinde en çok görülen tür “Siyah Yunus”dur. Deniz kirliliginden ve yasadisi avlanmalarindan dolayi sayilarinin hizla azaldigi bilinmektedir. “Yuvarlakbasli Yunus” ve “Beyazburunlu Yunus”tan da ülkemiz sularinda çok az sayida bulunmaktadir. Tüm yunus türlerinin avlanmalari yasaktir. Ancak aglara verdikleri zararlardan dolayi balikçilar tarafindan sürekli olarak tüfekle tüm denizlerinde görülen tek yerli balina türü “Domuz Balinasi”dir. Familyadaki en küçük balina türüdür ortalama 3 metre ve bu nedenle çogu kez Yunus Baligi sanilmaktadir. Eti ve yagi için uluslararasi balikçi filolari tarafindan ve korsan olarak avlanmaktadirlar. Soylari tehlikededir. Ülkemiz denizlerinin sürekli hayvanlari olmayan ve rastlantisal olarak denizlerimizde görülen balinalar ise “Fin Balinasi” ortalama 25 metre, Mavi Balina 33 m, Kasalot 18 m ve Gagali Balina’dir 7 mNesli Tükenmekte Olan HayvanlarJAVAN GERGEDANI1,7 m. boyunda ve 2300 kg. ağırlığındadır. Boynuzu en fazla 25 cm. boyundadır. En küçük boynuzu olan gergedan çeşididir. Nadir bulunuşu sebebiyle hakkında fazla bir şey Cava gergedanı Cava adasının batısındanÇin’in güneyine kadar bir alanda yaşardı. Şimdi sadece Cava adasındaki Ujung Kulon Milli Paarkında yaşıyor. Dünyada 60′tan az Cava gergedanı kaldı. Çin tıbbında gergedan boynuzunun şifa verici güçleri olduğuna inanılırdı. Oysa ki gergedan boynuzunun hiç bir etkisi bulunmamaktadır . Sponsorlu Bağlantılar Hayatta kalanların sayısı 60′dan azDoğal ortamı Endonezya ve VietnamDurumu Bu gergedanlar, belki de dünyanın en nadir bulunan memelileridir. Kaçak avcılar boynuzuna değer verirken, müteahhitler ise gergedanların yaşadığı ormanları yok ediyorlar. Her ikisi de türler için ölüm hükmünü YUNUSUVaquitaVaquita Phocoena sinüs nadir görülen bir yunus türüdür. California Körfezinde yaşamaktadır. Yaklaşık olarak 100-200 arasında olduğu bilinmektedir. uzunluk ağırlık 50 kilogramdır. Büyük siyah göz halkaları ve siyah dudakları vardır. vücudun üstü ve yanı koyu gri renktedir. Alt tarafı ise açık gri renktedir. Vaquitalar genelde sakindir. içlerinde vahşi olanı çok az görülmüştür. Sakin ve acelesiz tavırlarıyla dikkat çekerler. Ama tekne ve yabancıları hissedince kaçar ve saklanırlar. Küçük balıklar ve mürekkep balıkları ile beslenirler. Vaquita genellikle tek başıma dolaşırlar küçük gruplar halinde de dolaştıkları olur ancak 8-10 yunusu geçmemiştir. Üreme dönemleri bahar aylarıdır. hamilelik 10-11 ay sürer. ve maksimum yaşam süresi ise 21 yıldır. Dünyada nadir görülen memeli deniz hayvanlarından biri olan Meksika yunusunun nesli sınırlı alanda bulunması ve balıkçı ağlarına çok kolay takılmaları nedeniyle tükeniyor. Korunma altına alınmıştır. balıkçıların avlaması kesinlikle yasaktır. Vaquitaların yaşamını devam ettirebilmesi ve onları koruma altına alınmasını sağlayan komiteler kalanların sayısı 200 ile 300 arasıDoğal ortamı California KörfeziDurumu Dünyada nadir görülen memeli deniz hayvanlarından biri olan Meksika yunusunun nesli sınırlı alanda bulunması ve balıkçı ağlarına çok kolay takılmaları nedeniyle AYAKLI DAĞ GELİNCİĞİSansargiller ailesinden memeli hayvan türü. Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yaygın biçimde rastlanan gelinciğin sırtı kızılımsı kahverengi göğüs ve karnı beyazdır. Fare, tarla faresi köstebek gibi hayvanlarla beslenir; kümeslere de büyük zarar batı kesiminde yaşayan siyah ayaklı gelinciğin soyu tükenmeye yüz tutmuştur. Hayatta kalanların sayısı Yaklaşık 1000 taneDoğal ortamı Kuzey AmerikaDurumu Kıtanın tek yerli gelincikleri ve nesli tükenmekte olan memelilerden biridir. 1986 yılında, yalnızca 18 dağ gelinciği kalmışken, şimdi soyu tekrar geri kazanılmaya çalışılıyor. Sponsorlu Bağlantılar PANDAAyıgiller familyasından, beyaz postu üzerinde bölge bölge siyah büyük benekleri olan, iri, tembel, nesli tehlikede olan bir ayı türü. Sırf bambu ile beslendiğine dikkati çekmek için Bambu ayısı da siyah beyaz çok özel bir posta sahiptirler. Yetişkin pandalar yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Erkek pandalar 115 kg ağırlığına ulaşabilirler. Dişi pandalar genellikle erkek pandalardan daha küçük olup, arada sırada 100 kg’a ulaştıkları olur. Dev pandalar Sichuan, Gansu, Shaanxi ve Tibet gibi dağlık bölgelerde yaşarlar. Çin Ejderhaları, Çin’in tarihsel bir sembolüyken, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dev pandalar da Çin’in resmi olmayan ulusal bir sembolü kalanların sayısı 2000′den daha azDoğal ortamı Çin, Burma ve VietnamDurumu Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi ve parçalanması pandaların türünün yok olmasına neden oluyor. Kapalı alanlarda üretilmeleri ve türünün korunmasıyla neslinin zar zor hayatta kalmasına yardımcı AYISIKutup ayısı aynı zamanda beyaz ayı, ya da deniz ayısı, ayıgiller familyasından soğuk kuzey kutup bölgesinin karlı sahillerinde ve buzullar üzerinde yaşayan ayı türüdür. Yaşamakta olan en büyük kara etoburudur ve bulunduğu ortamdaki süperyırtıcıdır. Yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlamıştır. Kalın kürkü onu soğuktan korur, beyaz görünümü avlarından saklar. Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de su içinde rahatlıkla avlanır. Sponsorlu Bağlantılar Hayatta kalanların sayısı 25 binden daha azDoğal ortamı Kutup dolaylarıDurumu İnsanoğlunun gelişimi ve izinsiz avlanma kutup ayılarının yaşamını tehdit ediyor, ancak iklim değişikliği ve buzların erimesi nedeniyle kutup ayılarıda nesli tükenen hayvanlar listesine dahil KAPLANIErkek bir Sumatra kaplanı, ortalama 234 cm uzunluğunda, 136 kg ağırlığındadır. Ortalama bir dişi birey ise 198 cm uzunluğa ve 91 kg ağırlığa sahiptir. Çizgileri diğer kaplan alt türlerinden daha ince ve basıktır. Ayrıca daha tüylü ve özellikle erkekler daha yeleli bir görünüşe sahiptirler. Küçük boyutları ve ahenkli çizgileri ormanda rahat hareket edebilmelerini sağlar. Ayak parmaklarının arasında perdeli bir yapı bulunur. Bu yapı genişlediğinde onları kusursuz yüzücülere dönüştürür. Sumatra kaplanının suda ilerleyen toynaklı hayvanları da avlayabildiği kaydedilmiştir. Sponsorlu Bağlantılar Hayatta kalanların sayısı 400′den daha azDoğal ortamı Endonezya’daki Sumatra adasıDurumu Endoznezya’nın adalarından bir tanesi olan Sumatra’nın gözlerden uzak ormanları, Dünya’nın en nadir kaplan türlerinden bir tanesi olan görkemli Sumatra kaplanına ev sahipliği yapıyor. Son 25 yılda Sumatra ormanlarının %50′sinin yok olmasıyla, vahşi doğada yaşayan kaplanların sayısının 400′ün altına indiği tahmin ediliyor. Tarım alanları, kereste endüstrisi ve palmiye yağı üretimi nedeniyle toprağa olan talebin gün geçtikçe artması, kaplanların yaşam alanını son derece CARETTASini kaplumbağası Caretta caretta, denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir 162′ye kadar tespit edilmiştir. Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Caretta Caretta türü deniz kaplumbağalarının, dünyadaki nadir yumurtlama alanlarından biri de Türkiye. Ege sahillerini mesken edinen dev kaplumbağalar, ne yazık ki h r an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Ağlarına zarar verdiği gerekçesiyle balıkçılar, onları öldürebiliyor. Tekne pervanelerine takılarak ya da rastgele atılan naylonları deniz anası sanıp yiyerek de can nedenleri BAŞLI LANGURHayatta kalanların sayısı 70′den daha azDoğal ortamı VietnamDurumu 10 yıldır koruma altında olan bu langurlar bir türlü çoğalamıyor. Halen soyları ciddi tehdit altında olan langurların sayısı, on yılda ilk kez 2003 yılında RIVER GORİLİ1980′lerden itibaren sayıları en aza inen goril türü olan Cross River gorilleri, Nijerya ve Kamerun’daki dağlık ormanlarda yaşıyor. Oldukça utangaç olan goriller, gözlerden uzak dağlık alanlarda kalmayı tercih ediyor. Cross River gorilleri, dünyanın en ender görülen 25 primat türü arasında yer alıyor. Kamerun hükümeti, bu gorilleri korumak amacıyla Nijerya sınırında Takamanda Ulusal Parkı’nı inşa kalanların sayısı 300′den daha azDoğal ortamı Nijerya ve KamerunDurumu 1980′lerde soyu tükenme tehlikesiyle karşılaştığı düşünülen gorilin soyu şimdilik yok olmaya karşı direniyor. Bol eti nedeniyle avlanan ve geliştirme için toplanan gorillerin soyu yakında BORNEO FİLİHayatta kalanların sayısı Yaklaşık bin 500Doğal ortamı Kuzey BorneoDurumu Asya fillerinden yaklaşık 50 cm daha kısa olan fil, aynı zamanda daha uysal. Palmiye ekimi fillerin otlaklarını azaltıyor, bu nedenle fillerin yaşama alanları daralıyor.

nesli tükenmekte olan hayvanlar ingilizce sunum