🐆 Yeni Evliler Ne Zaman Boşanabilir

4FlKo. Boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 174 bin 85 oldu Boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2021 yılında binde 2,07 olarak 25, 2022İçindekiler1 2021 yılında kaç çift boşandı?2 Türkiyede 2021 yılında kaç kişi boşandı?3 Türkiyede kaç yabancı gelin var?4 Türkiye’de evlilik yaşı kaç?5 Türkiyede kaç tane evli çift var?6 En çok boşanma hangi ülkede?7 Türkler en çok hangi milletle evleniyor?8 Yeni evlenen çiftler ne zaman boşanabilir?2021 yılında kaç çift boşandı?Boşanan çiftlerin sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 27 arttı. 2020 yılında boşanan çiftlerin sayısı 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 2021 yılında kaç kişi boşandı?Türkiye'de son 20 yılda evlenme oranı düşerken boşanma oranı hızla yükseliyor. 2021'de 562 bin evlilik yapıldı, 174 bin de boşanma kayda geçti. 2001-2021 arasını kapsayan son 20 yılda bin kişilik nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden 'kaba evlenme hızı' yüzde 20 düşerken 'kaba boşanma hızı' ise yüzde 47 kaç yabancı gelin var?2019 yılı Yabancı gelinlerin sayısı 23 bin 264, yabancı damatların sayısı 4 bin 580. Yabancı damatlar uyruklarına göre incelendiğinde, bunların arasında yüzde 31,0 ile Alman damatlar birinci. İkinci sırada yüzde 16,4 ile Suriyeli damatlar ve yüzde 6,8 ile 3'üncü sırada Avusturyalı damatlar evlilik yaşı kaç?Türkiye'de yasal evlenme yaşı 18'dir. Bununla birlikte, çocuklar 17 yaşına bastıklarında ailelerinin veya yasal vasilerinin izniyle evlenebilmektedirler. 16 yaşındaki çocuklar ise 'istisnai durumlarda ve hayati önem arz eden bir gerekçenin olması şartıyla' mahkemeden alınan özel izinle kaç tane evli çift var?Evlenen çiftlerin sayısı 2020 yılında 487 bin 270 oldu Evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılında 542 bin 314 iken 2020 yılında %10,1 azalarak 487 bin 270 çok boşanma hangi ülkede?Boşanma oranlarının 2019 yılında en yüksek olduğu ülke Lüksemburg, Letonya ve Litvanya oldu. AB ülkelerinde her bin kişiden boşanmış. 2019 yılında AB ülkelerinde bu sayı ortalama olarak en çok hangi milletle evleniyor?ALMAN DAMATLAR İLK SIRADA Türkiye'de 2015 yılında yabancı damatlar uyruklarına göre incelendiğinde ise, Alman damatlar bin 368 kişiyle yüzde 38,4 ile ilk sırada yer aldı. Alman damatları 282 kişi yüzde 7,9 ile Avusturyalı damatlar, 241 kişi yüzde 6,8 ile Suriyeli damatlar takip evlenen çiftler ne zaman boşanabilir?Yeni evlenenler ne zaman boşanabilir Yeni evlenenler anlaşmalı boşanma davası açacaksa 1 yıl dolması gerekir. Tek taraflı boşanma davası açılacaksa 1 yıl dolmasına gerek kalmadan herhangi bir zamanda boşanma davasının açılması mümkündür. İçindekiler1 Evlilik Süresi Evlenme Tarihi Evlenme Ne Zaman Gerçekleşir? Dava Tarihi Davanın açıldığı tarih ne şekilde belirlenir?2 Evlilik Bir Yıl Sürmemiş İse 3 Bir Yıllık Süre Geçmeden Boşanamaz Mıyım?4 Hakim Bir Yıllık Süreyi Kendiliğinden Evlilik Bir Yıl Sürmemiş İse En Kısa Sürede Boşanmak İçin Ne Yapmalıyım? Boşanma davaları içerisinde en hızlı, en ekonomik ve en medeni boşanma türü kuşkusuz Anlaşmalı Boşanma Davasıdır. Anlaşmalı Boşanma için ilk koşul ise eşler arasındaki evlilik süresidir. Bu nedenle Anlaşmalı Boşanma konusunda bu yazımızı okumadan harekete geçmeyiniz. Anlaşmalı Boşanma Davasında taraflar adeta “Ey Hakim, biz eşler olarak, kendi aramızda oturduk, konuştuk. Bu evliliğin böyle yürüyemeyeceğini anladık ve boşanmaya karar verdik. Boşanmaya konu olayları anlatmak veya kimin haklı kimin haksız olduğunu tartışmak istemiyoruz. Sadece boşanma irademizi ortaya koyuyoruz. Boşanmaya bağlı sonuçlar konusunda da anlaştık. Bu anlaşmamız doğrultusunda boşanmamıza karar vermenizi talep ediyoruz.” demektedirler. Anlaşmalı Boşanma Davasının avantajları hakkında daha detaylı bilgi için Anlaşmalı Boşanma En Hızlı, En Kısa Sürede Boşanma başlıklı yazımızı mutlaka okuyunuz. Kural olarak boşanma, tarafların üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilecekleri bir hak değildir. Bu nedenle boşanma konusunda sadece belirli sebeplere dayanarak ve bu sebeplere ilişkin olayları ispat ederek mahkeme kararı ile boşanma gerçekleşir. Yani “bu evliliğin artık heyecanı kalmadı, elektrik alamıyorum 🙂 , ben bu evlilikten sıkıldım, evlilikten beklediğimi bulamadım… vs. gibi nedenlerle boşanma gerçekleşmez. Mutlaka kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden bir ya da bir kaçına dayanarak dava açmalı, boşanmaya sebebiyet veren olaylar ve karşı tarafın kusurlu olduğu ispat edilmelidir. İşte Anlaşmalı Boşanma davası tam da bu noktada, kısmen tarafların iradesine kısmen de artık taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı varsayımı ile istisnai bir düzenleme olarak ortaya konulmuştur. Ancak bu istisnai düzenleme tüm evlilikler için değil, kanunun aradığı şart olarak “en az bir yıl” süreli bir evlilik olması halinde geçerli olacaktır. Kanunda aranan bu bir yıllık evlilik süresini gelin daha detaylı şekilde inceleyelim. Anlaşmalı Boşanma davası açısından evlilik süresi, tarafların evlendiği tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen süreyi ifade eder. Boşanma davası sonuçlanıncaya kadar evlilik devam etse de bir yıllık süre, davanın açıldığı tarihe kadar geçen süre olarak hesaplanacaktır. O zaman iki hususun açıklanması gerekliliği ortaya çıkar. Evlenme Tarihi Evlenme ne zaman gerçekleşir? Dava Tarihi Anlaşmalı Boşanma Davasının açıldığı tarih nasıl belirlenir? Evlenme Tarihi Evlenme Ne Zaman Gerçekleşir? Evlenme Türk Medeni Kanunu’muzda kişilerin karşılıklı olarak evlenme iradelerini, evlendirmeye yetkili memur önünde beyan etmeleri halinde gerçekleşmektedir. Bu beyanın varlığı evlenme için gerekli ve yeterlidir. İmzaların atılması, şahitlerinin imzalarının alınması, evlilik cüzdanının verilmesi gibi unsurlar evlenme açısından kurucu dediğimiz asıl unsurlardan değildir. Enteresan bir örnek vermek gerekirse Nikah dairesinde evlendirme memurunun sorusu üzerine ilk eş evlenmeye ilişkin evet kabul ediyorum dedikten sonra, ikinci eş de evet kabul ediyorum dese ve ardından heyecandan kalp krizi geçirip ölürse ortada resmi şekilde bir evlilik söz konusudur. Dikkat edilirse herhangi bir imza atılması, şahitlerden sorulması ve onların imzasının alınması ya da bir evlilik cüzdanından bahsetmiyoruz. Sorumuza gelecek olursak evlenme ne zaman gerçekleşir, tarafların yetkili memur önünde evlenme iradelerini karşılıklı olarak açıkladığı anda evlenme gerçekleşir. İşte bu iradelerin beyan edildiği tarih evlenme tarihi olarak kayıtlara geçmektedir. Dava Tarihi Davanın açıldığı tarih ne şekilde belirlenir? Boşanma dava dilekçesi alındıktan sonra önce dilekçe yazı işleri müdürü tarafından havale edilir. Havale dediğimiz mahkemenin kaşesinin bulunduğu, dilekçenin geldiği tarihi belirten, havaleyi yapan kişiyi tespite yarayan bilgileri ve imzasını içeren bir kayıttır. Genel olarak havale dilekçenin üzerine yapılır. Havale üzerine gerekli harçlar ve yargılama giderleri vezneye yatırılması istenir. Harç ve giderlerin yatırılması üzerine tevzi işlemi yapılarak mahkeme bilgisi ve esas numarası verilir. Örneğin Gaziantep 7. Aile Mahkemesi’nin 2019/3531 esas sayılı dosyası şeklinde. Davaya Gaziantepte bulunan 7 nolu Aile Mahkemesi bakacak, dosyanızın numarası 2019/3531 esas nolu dosyadır. İşte burada davanın açıldığı tarih dava harcının yatırılarak esas kaydının yapıldığı tarihtir. Yine bir örnek vermek gerekirse örneğin dava dilekçenizi aldınız, yazı işleri müdürü havaleyi yaptı, vezneye gittiniz ama harç ve yargılama gideri için yanınızda para yeterli değil, ertesi gün gelirim dediniz ve harcı yatırdınız. Dava dilekçesinin havale tarihi ile harcın yatırıldığı tarih farklı bu takdirde dava harcın yatırıldığı tarihte açılmış olacaktır. Peki biz bu konuyu neden bu kadar ayrıntılı ve uzun olarak anlattık? Çünkü aşağıda ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz üzere Anlaşmalı Boşanma davasında bir yıllık evlilik süresi hakim tarafından kendiliğinden yani bir istem olmaksızın, yargılamanın tüm aşamasında incelemekte ve davanın açıldığı tarihte öngörülen bir yıllık evlilik süresi için bir tek gün bile eksik olması halinde Anlaşmalı Boşanma Davasının reddine karar verecektir. Bu nedenle sürenin hesaplanması büyük önem arzetmektedir. Evlilik Bir Yıl Sürmemiş İse Taraflar arasındaki evlilik bir yıl sürmemiş ise iki günlük bir evlilik ya da 11 ay 29 günlük bir evlilik arasında fark yoktur mahkemece anlaşmalı boşanma için ön koşul olan taraflar arasındaki evliliğin bir yıl sürmediği anlaşıldığından tarafların Anlaşmalı olarak Boşanmalarına karar verilemez. Bir Yıllık Süre Geçmeden Boşanamaz Mıyım? Anlaşmalı Boşanma olarak Hayır! Ancak diğer boşanma sebeplerine dayanarak boşanma davası açmanız mümkündür. Çünkü burada öngörülen 1 yıllık süre sadece anlaşmalı boşanma davası için geçerlidir. Diğer boşanma türlerinde boşanmaya sebebiyet veren olayın gerçekleşmesi ile boşanma davası açılması mümkün hale gelir. Hakim Bir Yıllık Süreyi Kendiliğinden Araştıracaktır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere Anlaşmalı Boşanma Davasında istisnai olarak düzenleme ile tarafların iradeleri doğrultusunda diğer koşulların bulunması halinde boşanmaya karar verilebileceği düzenlenmiştir. Ancak burada tarafların iradelerinin kabul edilebilmesi için en az bir yıllık evlilik sürecini doldurmuş olmalarını aramaktadır. Bir yıllık bir evlilik deneyimi olmadan, taraflar tam olarak bir adaptasyon süreci yaşamadan, birbirlerini iyi tanımadan bu şekilde boşanmalarının önüne geçmek için böylesi bir süre öngörülmüştür. Bu nedenle mahkeme hakimi yargılamanın tüm aşamasında kanunda öngörülen bir yıllık asgari sürenin geçip geçmediğini incelemek ve tespit etmek zorundadır. Hayır. Sadece evlenme tarihine ve boşanma davasının açıldığı tarihe bakmaktayız. Tarafların eş olarak aynı evde ne kadar süre kaldıkları, ortak yaşamın sürmüş olup olmadığı hususu Anlaşmalı Boşanma Davasında dikkate alınmaz. Bir örnek vermek gerekirse Eşler nikah sonrasında düğün günü halay sırasında çıkan tartışma neticesinde ortak konuta hiç gitmemiş olsalar dahi evlenme tarihinden bir yıl sonra Anlaşmalı Boşanma Davası açmak suretiyle boşanabilirler. Tarafların ortak yaşamının olup olmadığı hususu mahkemece araştırılmayacaktır. Evlilik Bir Yıl Sürmemiş İse En Kısa Sürede Boşanmak İçin Ne Yapmalıyım? Kısa sürede boşanmak için Anlaşmalı Boşanma dışında alternatif çözümler de bulunmaktadır. Yine anlaşmalı boşanma gibi tek celsede boşanmanın sonuçlanması mümkündür. Yine tarafların boşanma ve diğer tüm konularda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Detaylı bilgi için Boşanma Avukatınızdan bilgi alınız. Geçmişte, Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan Şeriat hukukunda, kocanın kadına "Boş ol" demesiyle evlilik birliği sona eriyordu. Kadının iradesi önemli değildi. Evlilikte kadının hiçbir güvencesi yoktu. Kadınların boşanmaktan, kapı önüne konulmaktan ödleri kopuyor, boşanmamak için de ellerinden geleni yapıyorlardı. Çünkü baba evinden, "Bu evden gelinliğinle çıkar, ancak kefeninle girersin" sözleriyle uğurlanıyorlardı. Bu bağlamda, evlilik birliğinin devamı için kadın, kendi istek, duygu ve düşüncelerini asla öne çıkaramıyordu. Hep kocasının isteğine, duygu ve düşüncesine uygun olarak yaşamak zorundaydı. Kocasının ve hatta ailede bulunan diğer erkeklerin isteklerini yerine getirmekle yükümlüydü. Asırlar boyu devam eden bu yaşam biçimi, kadını ikincil konuma sokmuş, pasifleştirmişti. Avrupa'daki Rönesans ve Reform hareketleri, 17. yüzyıla gelindiğinde yeniden yapılanmaya yol açmıştı. 18. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa ülkeleriyle askeri, ticari ve diplomatik ilişkilerinin artması ve yabancı dilde eğitime önem verilmesi yeni eğilimlerin paşa konaklarında aydın ve reformist erkekler tarafından, kadın hakları da dahil olmak üzere, tartışılmaya başlanmasına yol açtı. Bu gelişmeye paralel olarak, artık kendileri de yabancı dil öğrenen Osmanlı kadınları, insan hakları kaynaklı kitapları orijinallerinden okudular. Sivil toplum kuruluşlarının ilk çekirdeğini oluşturan toplantılar yapmaya başladılar. Bu, medeni haklarını elde etmek için uzun ve zor bir mücadelenin başlangıcıydı. Fatma Aliye, Şair Nigar, Nesibe, Halide Edip, Belkıs Şevket ve Münevver Saime isimli hanımlar, 1908-1920 yılları arasında hayır, eğitim, kültür, ekonomi, kadın hakları ve medeni haklar konulu 25 dernek kurmuşlar, örgütlenmişler ve çalışmışlardır. O tarihte yazılan kitaplarda, yayınlanan dergilerde, meydan mitinglerinde, şer'i hukuka rağmen, hep kadın haklarını savunmuşlardır. Bu zor mücadelenin sonucunda, 25 Ekim 1917'de kadınlar açısından büyük önem taşıyan Hukuk'u Aile Kararnamesi yürürlüğe kondu. Bu kararname ile, * Kadınlar da artık evlenme akdinde taraf oluyorlar, * Kadı önünde evleniyor ve boşanıyorlar, * Erkeğin mutlak boşama hakkı kaldırılıyor, * Çok evlilik dört eşle sınırlanıyor, * İlk eşten izin, onay alma zorunluluğu getiriliyordu. 150 yıl devam eden kadın hakları mücadelesinden ve Cumhuriyetin ilanından sonra, 17 Şubat 1926'da Medeni Kanun'un kabulü, kadınlara çok önemli haklar getirmiştir. Bu haklardan en önemlisi evlenme ve boşanma konusundadır. Eski ve Yeni Medeni Kanunlarımız, evlenmenin, yani evliliğin kurulmasının evlendirme memuru önünde, boşanmanın, yani evliliğin sona erdirilmesinin de hakim kararı ile yapılmasını öngörmüştür. Genel olarak eski ve yeni medeni kanunlarımızda boşanma sebepleri aynıdır. Yapılan değişiklikler yeri geldiğinde belirtilecektir. Boşanma Sebepleri 1. Zina Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. YTMK 161. madde Ceza Kanunu'nda var olan zina suçu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden artık zina suç sayılmıyor. Zina yapanlar hapse girmiyorlar. Sadece eşlerden birinin hapse girmiş olması, diğer eş için haklı boşanma sebebi oluyor. Bu halde kusursuz olan eş, boşanma davasında manevi tazminat da talep edebiliyor. Zina sebebiyle açılacak boşanma davası, süreye bağlıdır. Dava açacak olan eşin, zinayı öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde ve zina eylemi üzerinden beş yıl geçmeden boşanma davasını açması gerekir. Aksi taktirde dava hakkı düşer. Yok olur. Eş zinayı öğrenmiş ve eşini affetmişse, dava açma hakkını kaybetmiş olur. YTMK'nin 236/2. fıkrası önemli bir değişiklik getirmiştir. Boşanma zina sebebiyle gerçekleşmiş ise, hakim kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir. Örnek Nuran tıp doktoru, İsmail mühendis olup 10 yıldır evliler. Karı-koca 10 yıldır çalışmaktadırlar. Ortak tasarruflarıyla ev ve otomobil almışlardır. Bankada da 5 milyar TL vadeli paraları vardır. Nuran İsmail'in zina yaptığından şüphelenmektedir. Araştırır. İsmail'in sekreteri Ayşen'le birlikte yaşadığını ve hatta müşterek bir ev tuttuklarını tespit eder. Kocası İsmail aleyhine zina sebebiyle boşanma davası açar. Eşler arasında yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Nuran hakimden, hem kocasından boşanmayı, hem de edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan kocasına ait artık değerdeki payının tamamen kaldırılmasını ve kendisine bırakılmasını talep eder. Hakim olayı inceler, hakkaniyete göre İsmail'i kusurlu bulursa, ona ait artık değer payının azaltılmasına ya da tamamen kaldırılmasına, örneğimizde Nuran'a bırakılmasına karar verebilir. Örnek Ali ile Sevgi 20 yıldır evliler. Ali inşaat müteahhidi, Sevgi ise ev kadınıdır. Evlilik sürecinde elde edilen menkul ayrı menkul ve paralar müteahhit Ali'nin üzerine kayıtlıdır. Ali eşinin zina yaptığından şüphelenir. Zina sebebiyle boşanma davasını açar. Sevgi'nin zina yaptığını ispatlarsa, hakim boşanmaya karar verecektir. Ayrıca, YTMK'nin 236/2. fıkra hükmü gereği, Sevgi kusurlu olduğundan, 20 yıllık evlilik sürecinde elde edilen mal varlığından edinilmiş mallara katılma rejimi gereği artık değerden hiçbir pay alamayacak veya artık değerdeki payı hakimin takdiriyle azaltılacaktır. 2. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış Eşlerden her biri diğeri tarafından; 1 Hayatına kastedilmesi, öldürülmesine teşebbüs edilmesi, 2 Kendisine pek kötü davranılması, 3 Kendisine, ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması halinde, diğer eşe boşanma davası açabilir. YTMK 162. Madde Bu sebeple açılacak boşanma davası da süreye bağlıdır. Hayata kast edilmesi, kötü veya onur kırıcı davranış yapıldığının öğrenilmesinden itibaren altı ay; olayın meydana gelmesinden itibaren beş yıl içinde dava açılması gerekir. Eski Medeni Kanun'da onur kırıcı davranışın yapılması boşanma sebebi değildi. Yeni Medeni Kanun onur kırıcı davranışı boşanma sebebi olarak kabul etmiştir. Onur kırıcı davranış nedir? İnsanın insan olmasından kaynaklanan değerinin artık yok sayılması veya aşağılanmasıdır. Yani insanın değerinin, saygınlığının, itibarının, şerefinin aşağılanması veya yok sayılmasıdır. "Sen de kadın mısın? Ekmek düşmanı. Kaşık düşmanı. Eksik etek. Saçı uzun aklı kısa. Gurursuz kadın. Kadında şeref ne gezer?" gibi sözler, kadına karşı onur kırıcı sözlerdir. Kadının üzerine yürünmesi, alaycı ve aşağılayıcı bakışlar, kadının muhatap alınmaması da kadına karşı yapılan onur kırıcı davranışlardır. Kendisine karşı suç işleyen veya işlemeye teşebbüs eden eşini, affeden tarafın dava hakkı yoktur. YTMK 236/2 f. Zinayla boşanma davasında var olan bir durumu, hayata kast nedeniyle boşanma davasında da yenilik olarak kabul etmiştir. Hayata kast nedeniyle boşanmanın gerçekleşmesi halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir. Yukarıdaki örneklerin benzerleri, hayata kast sebebiyle açılmış bulunan boşanma davasında da kusurlu eş için uygulanacaktır. 3. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme YTMK'nin 163. maddesine göre; eşlerden biri yüz kızartıcı bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu durum diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez bir hale getirirse, diğer eş her zaman boşanma davası açabilir. Örnek Saime'nin kocası Yahya'nın düzenli bir işi yoktur. Yahya bazı geceler eve gelmez. Ama evin asgari ihtiyaçlarını, geçimini karşılar. Saime çalışmadan bu parayı nereden bulduğunu araştırır. Yahya'nın geceleri hırsızlık yaptığını, mahkemede yargılandığını veya mahkum olduğunu öğrenir. Bu durumda Saime hemen boşanma davası açabilir veya hırsız bir kocayla hayatını devam ettirebilir. Yüz kızartıcı suça diğer örnekler olarak casusluk, emniyeti kötüye kullanma, dolandırıcılık, sahtekarlık gösterilebilir. Eşlerden birinin, kadının veya erkeğin, çalışmayıp köprü altlarında, sokaklarda kumar oynaması veya oynatması, düzenli bir hayat sürmemesi, aylarca yıkanmaması, kirli, yırtık kıyafetlerle gezmesi, ayyaşlık derecesinde içki içmesi, erkeklere kadın veya kadınlara erkek bulmayı meslek haline getirmesi, yasa açısından haysiyetsiz hayata örnek olarak gösterilebilir. Örnek Çiçek, Ali'yle evlidir. Ali her akşam bir büyük şişe rakı içer. Maaşı bittiği zaman bakkaldan borç rakı alıp içmeye devam eder. Ali, alkol alınca sarhoş olur. Avaz avaz bağırır, naralar atar. Çiçek, bu kocayla isterse hayatını devam ettirebilir. İsterse, sarhoşluk evlilik birliğini çekilmez hale getirmiştir, diyerek boşanma davası açabilir. Eski Medeni Kanun'da, yüz kızartıcı suç işlenmesi boşanma davası açılması için yeter sebepti. Ayrıca, bu suçun evlilik birliğini çekilmez hale getirmesi gerekmezdi. YTMK'de ise, hem yüz kızartıcı suçun işlenmesi hem de haysiyetsiz hayat sürülmesinde bu olayların evlilik birliğini çekilmez, tahammül edilmez bir hale getirmesi gerekmektedir. 4. Terk Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğer eşi terk ederse, terk edilen eş, terke dayalı boşanma davası açabilir. Terk, kısaca, eşlerden birinin ortak yaşamdan, ortak yuvadan ayrılması demektir. YTMK 164. Madde Hangi hallerde terk vardır? 1 En çok görülen şekil, kadın veya erkeğin ortak yuvadan ayrılması, yani çıkıp gitmesidir. 2 Terkin diğer bir şekli, kadın veya erkeğin diğerini eve almaması veya ortak konuttan kovmasıdır. 3 Her durumda eşlerden birinin ortak yaşamı haksız olarak tatil etmek veya ortak yaşamı bitirmek amacında olması gerekmektedir. Eşler haklı bir sebeple ayrı yaşıyorlarsa, terk durumu olmaz. Örnek Çocuğunu fakültede okutmak için başka şehirde yaşayan anne, kocasını terk etmiş sayılmaz. Terke dayalı boşanma davası, süreye bağlıdır. Terk sayılabilmesi için, eşlerden birinin, haksız olarak ortak yaşamı tatil etmesinin gerekli olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu tatil etme süresiz değildir. YTMK'ye göre, orak yaşam dört ay süreyle tatil edilmiş olacaktır. Dördüncü ayın sonunda, evi terk eden eşe mahkemeden yuvaya dön ihtarı gönderilecektir. Bu ihtarın tebliğinden sonra iki ay beklenecek ve yuvaya dönülmezse boşanma davası açılacaktır. Sonuç olarak, terke dayalı boşanma davası açılabilmesi için taraflar en az altı ay ayrı kalmalıdırlar. ETMK'de bu süreler iki ay ve bir aydı. Yani terk edilen eş iki ay bekliyor, ondan sonra mahkemeden "yuvaya dön" ihtarını gönderiyordu. Yuvaya dönülmezse bir ay beklendikten sonra boşanma davası açılıyordu. Toplam ayrı yaşama süresi ETMK'de üç aydı. YTMK'nin, terk sürelerini dört ve iki ay olmak üzere toplam altı ay olarak uzatmas,ı taraflara daha fazla düşünme zamanı vermek içindir. Böylece, terk eden ve terk edilen eş, zaman içinde, terke sebebiyet veren olayların pek de önemli olmadığına karar verebilir ve eşler barışabilirler. Örnek Nurten'le Hasan 10 yıllık evlidirler. Hasan sekreterine aşıktır. Nurten'i boşamak istemektedir. Düşünür. Okullar kapanmıştır. Nurten'i çocuğuyla birlikte annesinin evine götürür. "Ben gelip sizi alırım" der. Dört ay geçer, koca ortalıkta görünmez. Tatil biter. Nurten'i ve çocuğu gelip almaz. Okulların açılmasından sonra Nurten eve döner. Kapı kilidi değişmiştir. Nurten komşulardan terke dayalı boşanma davası açıldığını öğrenir. Hemen açıklayalım. Nurten hiç üzülmesin. Terke dayalı boşanma davasını hakim reddedecektir. Çünkü Nurten kocasıyla anlaşarak, kocasının isteğiyle annesinin evine tatile gitmiştir. Nurten'in yuvayı terk etme veya ortak yaşamı tatil etme gibi bir amacı zaten yoktur. 5. Akıl hastalığı Eşlerden birinin akıl hastası olması, boşanma sebebidir. YTMK 165. Madde Akıl hastalığının boşanma sebebi olabilmesi için, 1 Bu hastalığın iyileşme olanağının bulunmadığının, resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi, 2 Bu akıl hastalığının diğer eş için çekilmez bir hal alması gerekmektedir. Bu koşulların bulunması halinde YTMK'ye göre diğer eş, hemen dava açabilir. ETMK'de ise, akıl hastalığına dayalı boşanma davası açabilmek için, hastalığın en az üç yıl devam etmesi ve iyileşme olmaması gerekiyordu. YTMK, iyileşme olmayacağı belli olan hallerde sağlıklı eşin üç yıllık süreyi bekleyerek açı çekmesini istememiştir. Bu sebeple bekleme süresini kaldırmıştır. Örnek Aynur'la Suat altı yıllık evlidirler. Evlenmelerinden kısa bir süre sonra Suat dalgınlaşır. Zamanla içine kapanır. Dış alemle ilgisini keser. Eş, çocuk, ortak yaşam gibi sorumluluklarını düşünmez ve ilgilenmez. Zaman zaman da sebepsiz ve mantıksız saldırgan davranışlarda bulunur. Eşini çocuğunu ve komşularını rahatsız eder. Aynur kocasını doktora götürür, tedavi için beş yıl uğraşır. Sonuç alamaz. Hasta iyileşmez. Evlilik birliği Aynur için çekilmez bir hal almıştır. Yeni kanuna göre Aynur, hastalığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit ettirip istediği zaman boşanma davası açabilir. ETMK'ye göre, hastalığı en az üç yıl tedavi ettirmesi gerekiyordu. Örnek olayımızda Suat'ın tedavisi beş yıl sürdüğü için Aynur her iki kanuna göre de boşanabilecektir. 6. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması Şiddetli Geçimsizlik, YTMK 166. Madde Boşanma davalarında en çok belirtilen boşanma sebebi şiddetli geçimsizliktir. Nedir şiddetli geçimsizlik? Eşlerin ruhi yapıları, düşünce tarzları, görgü ve gelenekleri arasındaki farklılıklardır. Yani, eşler arasında duygu, düşünce ve davranış biçimleri yönünden uyumun olmamasıdır. Birinin ak dediğine diğerinin kara demesidir. Eşlerden birinin diğerine aksi ve kırıcı davranması, onu hor görmesi, aşağılaması ve yine eşlerden birinin zinaya varmayan ilişkiler kurması, içkiye ve kumara düşkünlüğü de şiddetli geçimsizliğe örnektir. Ayrıca, eşlerin birbirlerine sevgi, şefkat, yakınlık ve ilgi göstermemeleri ve birbirlerine yardım etmemeleri de şiddetli geçimsizliğe verilecek örneklerdendir. Sonuç olarak, eşler arasında meydana gelen duygu, düşünce ve davranış farklılıklarından dolayı, sevginin yerini nefret, saygının yerini korku, güvenin yerini emniyetsizlik almıştır. Hiç şüphesiz, eşlerin böyle bir ortamda yaşamaları onlar için çekilmez tahammül edilmez ve başa çıkılmaz bir haldir. Bu durumda, evlilik birliği temelinden sarsıldığından eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Kusurlu eşin açtığı boşanma davasına, az kusurlu veya kusursuz olan eşin itiraz etme hakkı vardır. Bu halde hakim, boşanma davasına ret kararı verir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan boşanma davasına, hakimin ret kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesinden sonra üç yıl içinde taraflar barışmamışlarsa, yani üç yıl süreyle ayrı yaşamaya devam etmişlerse, evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Bu halde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim boşanmaya karar verir. Eşlerin birbirinden isteyecekleri nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerini daha sonra inceleyeceğiz. Örnek Süheyla ile Niyazi 20 yıllık evlidirler. Niyazi içki içer, kumar oynar. Evi geçindirmeye parası kalmaz. Kötü alışkanlıklarına engel olmak isteyen eşine kızan Niyazi, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açar. Süheyla, geçimsizlikte kusurun Niyazi'de olduğunu ispatlar. Hakim boşanma davasına ret kararı verir. Bu karar kesinleşir. Taraflar üç yıl süreyle bir araya gelmezler. Birbirlerini hiç görmez ve konuşmazlar. Bu durumda ister Niyazi, ister Süheyla boşanma davası açtığında, hakim boşanma kararı verecektir. Örnek Suzan ile İsmail 30 yıllık evlidirler. İsmail genç kadınlarla arkadaşlık yapmaktadır. Suzan bu konudan rahatsız olduğunu, İsmail'e bildirir. İsmail Suzan'a boşanma davası açar. Suzan kocası İsmail'in kusurlu olduğunu ispatlar. Hakim boşanma davasına ret kararı verir. İsmail Suzan'a çok kızar ve onu bir daha eve almaz. Suzan da sık sık İsmail'e telefon eder. Hal hatır sorar. Eve gelmek istediğini bildirir. İsmail kabul etmez. Derken bir gün Suzan İsmail'in grip olduğunu öğrenir. Suzan eve gider, kocasına bakar. Onu iyileştirir. Kocası hastalığı süresince hiç sesini çıkarmaz. İyileşen İsmail Suzan'ı gene evden kovar. Üç yıl geçer. İsmail yine Suzan'a boşanma davası açar. Suzan ayrı yaşadıkları üç yıllık dönemde, hasta olduğunda kocasına baktığını ispatlar. Hakim, boşanma davasına ret kararı verir. Anlaşmalı boşanma Anlaşmalı boşanma, bir yıldan fazla evli olmak kaydıyla, her iki eşin birlikte mahkemeye başvurarak boşanmayı istemeleridir. Bu halde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilmektedir. Hakimin boşanma kararı verebilmesi için; 1 Hakim, her iki eşi de bizzat dinleyecektir. Eşlerden herhangi birinin zorla veya kandırılarak, mahkemeye getirilip getirilmediğini araştıracaktır. 2 Yapılacak anlaşmada, çocukların durumunun ne olacağı açıkça belirtilecektir. 3 Yine anlaşmada; boşanma sonucunda diğer eşe ödenecek maddi manevi tazminat ve nafaka miktarı da açıkça belirtilecektir. Hakim eşlerin yaptığı bu anlaşmayı uygun bulursa, anlaşmalı olarak boşanmaya karar verecektir. Bu halde geçimsizlik ispat edilmeyecektir. Yani şahit dinletilmeyecektir. Evlilikleri bir yıldan az sürmüş eşlerin anlaşmalı boşanma davası açmaya hakları yoktur. Onlar ancak geçimsizliklerini ispatlayarak boşanabilirler. Örnek Pınar ile Recep beş ay önce evlenmişlerdir. Recep cinsel iktidarsızdır. Pınar ile Recep anlaşmalı olarak boşanmak için dava açarlar. Hakim, açılan anlaşmalı boşanma davasına ret kararı verir. Peki, Pınar ile Recep nasıl boşanacaklar? Çünkü her ikisi de çok mutsuzlar. Pınar ile Recep şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açacaklardır. Geçimsizliklerini doktor raporu ve şahitle ispatlamak durumundadırlar; hakim daha sonra boşanmaya karar verecektir. Eğer Pınar ile Recep beş aylık değil de 13 aylık evli olsalardı, anlaşmalı boşanma davası açmaları halinde hakim doktor raporu istemeden, şahit dinlemeden hemen boşanmaya karar verecekti. Çünkü Pınar ile Recep bir yıldan fazla bir süredir evlidirler. Eski ve Yeni Medeni Kanun'da şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma ve anlaşmalı boşanmadan bir değişiklik yoktur. Bu konuda önemli değişiklik, 1988 yılında 3444 sayılı yasa ile yapılmıştır. 1926 tarihinde kabul edilmiş bulunan Eski Medeni Kanun'un uygulamasında kusurlu olan eş hiçbir şekilde zamanlar boşanma davaları 20-30 yıl sürüyordu. Gazetelerde bu tür olaylar sayfa sayfa haber olarak yazılırdı. Kusurlu eşin boşanamaması eşler arasında düşmanlığı ve kini artırırdı. Hatta kusurlu taraf, eşinden kurtulmak için akıl almaz komplolar, iftiralar hazırlardı. Sonra 1988 yılında 3444 sayılı yasa ile önemli değişiklik yapıldı. Şiddetli geçimsizlikle ilgili boşanma davasına kolaylık getirildi. Karşılığında anlaşmalı boşanma ve boşanmanın mali sonuçlarında anlaşma yapma olanağı sağlandı. Kusurlu eşe, diğer eşi ikna etme, bedelini tazminat olarak ödeme şartıyla boşanma imkanı tanındı. Boşanma davası nerede açılacak? Yargılama nasıl yapılacak? YTMK'ye 168. Madde göre, boşanma davası kadının veya erkeğin yani eşlerden birinin oturduğu yer mahkemesinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılacaktır. Hakim, taraflardan birinin isteği ile duruşmanın yargılamanın gizli yapılmasına karar verebilir. Örnek Ayşe ile Bekir beş yıllık evlidirler. Kadıköy'de oturmaktadırlar. Aralarında şiddetli geçimsizlik sözkonusudur. Buna dayanamayan Ayşe, Bolu'ya baba evine döner. Aradan yıllar geçer. Ayşe Bolu'da yaşamaya başlar. Bekir Ayşe'yi hiç aramaz. Ayşe boşanmaya karar verir. Davayı isterse Bolu'da açabilir. Çünkü yeni kanuna göre, Ayşe'nin de artık ayrı yerde, ayrı evde oturma hakkı isterse Kadıköy'de de boşanma davası açabilir. Hem davalı kocanın oturma yeri Kadıköy'dür, hem de Kadıköy'deki evde son olarak birlikte altı ay oturmuşlardır. Eski Medeni Kanun'a göre, boşanma davası davacının ikametgahında açılıyordu. Kadının ikametgahı, yani oturma yeri kocanın ikametgahına bağlı olduğundan, kadın baba evine Bolu'ya da gitse boşanma davasını yine Kadıköy'e gelip açacaktı. Bu da kadın için büyük zorluktu. Kadına maddi külfet yüklüyordu. Boşanan kadının soyadı ne olacak? Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Ama isterse kendi kızlık soyadını da kullanabilir. Bunun için ya evlenme töreni yapılırken nikah memurluğuna bir dilekçe vererek isteğini bildirecektir. Ya da evlenmeden sonra nüfus idaresine bir dilekçeyle başvurarak kocasının soyadıyla birlikte kendi kzlık soyadını da kullanacağını belirtir. Dilekçeler üzerine gerekli işlemler yapılacak ve evli kadın kızlık soyadını koca soyadının önünde kullanacaktır. Kadına verilecek kimlik belgesinde önce adı, daha sonra kızlık soyadı, en sonda koca soyadı yazılacaktır. YTMK 187. Madde YTMK'ye 173. Madde göre, boşanan kadın, boşanmadan evvelki soyadını alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse, dulluk soyadını alacaktır. Eğer kadın bekarlık soyadını kullanmak istiyorsa, boşanma sırasında hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin isteyecektir. Ayrıca kadın isterse, boşandığı kocasına zarar vermemek kaydıyla, boşandığı kocasının soyadını taşımak için de hakimden izin isteyebilir. Burada kadına soyadını seçme konusunda üçlü tercih hakkı getirilmiştir. Örnek Beyza'nın kızlık soyadı Taş'tır. Beyza Taş, 1970 yılında Ali Hızal ile evlenir. İki çocuğu olur. Beyza ile Alı boşanırlar. Beyza daha sonra Rıza Gök ile evlenir. Ondan da boşanır. Beyza'nın soyadı hangisi olacak? Beyza hiçbir tercihini kullanmazsa, evlenmeden önceki soyadını taşıyacaktır. Olayımızda, Beyza Hızal olacaktır. Çocukları ile aynı soyadını taşıyacaktır. Beyza isterse, boşanma sırasında hakime kızlık soyadını taşımaya izin isteyecektir. Bu halde Beyza'nın soyadı Taş olacaktır. Beyza isterse, kızlık soyadıyla birlikte boşandığı kocasının soyadını da kullanabilmeye izin isteyecektir. Bu halde soyadı Beyza Taş Hızal olacaktır. Yine Beyza isterse ve kocasına zarar vermemek kaydı ile, hakimden son boşandığı kocasının soyadını taşımaya izin isteyebilir. Bu halde Beyza'nın soyadı Beyza Gök olacaktır. Yine Beyza isterse, hakimden izin alarak, boşandığı iki kocasının da soyadını taşıyabilir. Bu halde, Beyza Hızal Gök olarak kimlik belgesi alabilir. Örnekte de görüldüğü gibi, Beyza sadece iki soyadı kullanabilir. BB * Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği Kadıköy Şubesi Başkan Yardımcısı Avukat Seyhan Ekşioğlu'nun hazırladığı ve yayımladığı "Türk Medeni Kanunu - Ailede Yeni Düzen" başlıklı kitaptan alıntılandı. Kitabı, Kadıköy Şubesi'nden isteyebilirsiniz. İletişim için 0 216 428 58 25 Daha güneşli tutuma rağmen, yeni araştırmalar, iyimser insanların, kötümser bir bakış açısına sahip olanlara kıyasla evliliklerinde daha fazla zorluk yaşayabileceğini ortaya koyuyor. Olumlu bir tutumun faydası tipik olarak terapötik olarak düşünülse de, Journal of Personality and Social Psychology’nin Temmuz sayısında yayınlanan bir çalışma, aşırı iyimser beklentilerin daha sonra ağır hayal kırıklığına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Araştırmacılar, bazı çiftlerin, kalp ağrısına uygun şekilde hazırlanmalarını önlemek için varsayılan iyi şanslarına izin verdiğini söylüyor. Yazarlar Lisa A. Neff ve Andrew L. Geers, araştırmaları için yeni evli çiftlerle röportajlar yaptılar ve özellikle her bir partnerin daha iyimser veya karamsar bakış açılarını ve algılanan evliliklerinde bozulma risklerini belirlediler. Daha genel iyimserliğe sahip olan eşlerin, çatışmaları olumlu problem çözme yoluyla çözmeye daha fazla dahil oldukları bulundu. Bununla birlikte, iyimser bakış açısını ilişkilerine sınırlayanların, partnerleriyle daha fazla kavga ettikleri tespit edildi. “İyimserliklerini kendileriyle sınırlayanlar ilişkide daha fazla kavga olduğu tespit edildi.” Sonuç olarak, bu çiftler, araştırma boyunca evlilik esenliği açısından keskin düşüşler kaydettiler. Neff, yeni çiftlerin önlerindeki zor zamanlar olasılığına duygusal olarak hazırlanmak için gerekli adımları atmalarını önerir. Ayrıca önleyici bir önlem olarak daha gerçekçi beklentiler belirlemenizi tavsiye ediyor. Geers’e göre, çoğu zaman insanlar özellikle ilişkilerle ilgili gerekli başa çıkma becerilerini geliştirmezler. Bu, işler kötü bir şekilde sona erdiğinde, en çok etkilenenlerin genellikle daha iyimser ortaklar olduğu anlamına gelir. Yazarlar, bulgularının, stres yönetimini iyileştirmek ve insanlarla daha güçlü bağlantılar kurmaya yardımcı olmak da dahil olmak üzere, iyimserliğin daha olumlu yönlerinden bazılarını hiçbir şekilde karalamadığını belirtiyorlar.

yeni evliler ne zaman boşanabilir